Sindirim sistemimizin başlıca organı olan ağız, içinde bulundurduğu tükürük bezleri sayesinde besinlerin sindirimini kolaylaştırmakta ve aynı zamanda ağızda hijyenin sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Ağız ve diş bakımı, içinde bulunan bakteri kaynaklı problemleri ortadan kaldırma gibi hayati önem taşımaktadır. Ancak bazı durumlarda, tükürük bezleri yeterince tükürük üretemediği durumlarda ağız içi nemlilik azalmaktadır. Kişiler için alışılmadık bir durum olan ağız kuruluğu, hayat konforunu etkilemektedir. Aynı zamanda bu durum, ciddi hastalıkların habercisi de olabilir. Şeker ya da tansiyon gibi hastalıklardan, ağız içinde oluşmuş basit bir enfeksiyona kadar pek çok olay buna sebep olabilmektedir. Eğer bu problemi yaşıyorsanız dahiliye uzmanına giderek gereken testleri ve kontrolleri yaptırmalı ve hastalığın sebeplerini öğrenebilirsiniz. Bu blog yazımızda ağız kuruluğu neden olur ?, ağız kuruluğu nedenleri gibi soruları mercek altında aldık.
Ağız Kuruluğu Neden Olur ?
Problemin nedeni çeşitli hastalıklar olabilmektedir. Ancak, hastalık ihtimalini düşünmeden önce hayat tarzınızı gözden geçirmek sizin için daha iyi olacaktır. Eğer yoğun tempoda çalışıyorsanız sürekli ağızdan nefes alıyor olabilirsiniz. Bu durum ağız kuruluğunu tetiklemektedir. Ayrıca, ağız kuruluğu nedenleri arasında, günde 2 litreden az su içmek sıklıkla kahve , tütün ve tütün ürünleri kullanmak ağız kuruluğuna sebebiyet vermektedir.
Sıklıkla kullandığınız ilaçlar varsa prospektüsünü incelemenizi tavsiye edilmektedir. Çünkü kullanılan bazı ilaçlar bu durumu tetiklemektedir. Bunların yanı sıra enfeksiyon kaynaklı rahatsızlıklar, kistik fibröz gibi genetik olarak aileden gelen ciğerleri ve sindirim sistemini etkileyerek bu duruma neden olabilmektedir. Yüksek tansiyon şeker hastalığı anemi gibi kendini hemen belli etmeyen sinsi hastalıklar, ilk etapta ağız kuruluğu olarak kendini gösterebilmektedir.
Kendini Nasıl Belli Eder ?
Kişilerin bu problemi yaşadığı durumlarda, yan semptomlar gösterebilmektedir. Bu durumda ağız kuruluğu neden olur? sorusu kişiler arasında oldukça sorulmaktadır. Örneğin ağız içi enfeksiyon kaynaklı durumlar ağız kuruluğunu da beraberinde getirebilmektedir. Bu durum ağız içinde ve dilde renk değişimine sebep olurken dil de pürüzlenmesine sebep olabilmektedir. Beraberinde dudakların kenarlarında oluşan yaralar ve çatlaklarda yine enfeksiyon kaynaklı bu probleme sebep olarak gösterilebilmektedir. Eğer sorun daha da ciddiyse başka belirtiler de gösterebilmektedir.
Sık sık su içme isteği hissetmenin yanında ses kısıklığı boğazda yanma gibi durumlar eşlik ediyorsa durumun ciddi olduğundan söz edebiliriz. Daha ağır seyreden durumlarda buna konuşmada zorluk tat alma da sıkıntı gibi durumlar gösteriyorsa doktorunuza gözükmek en doğru çözüm olmalıdır.
Neden Ciddiye Almalıyız ?
Ağız kuruluğu insanlarca bolca su içip giderilmeye çalışılan bir durumdur. Eğer bunun yanında başka bir belirti yoksa insanlar bunu ciddiye almamaktadır. Ve yaşamları çok etkilenmediği için uzun süre boyunca bu durumu yaşamaktadır. Aslında bu durum çok ciddi hastalık habercisi olacağı için , bu durumu yaşayan bireyin gerekli testleri yaptırıp nedenini öğrenmesi ve gerekli tedaviye başlaması önerilmektedir. Örnek verilecek olursa, anemi şeker hastalığı gibi rahatsızlıklar erken teşhisle önüne hemen geçilebilen hastalıklardır. Bu yüzden erken teşhis ileride yaşanacak problemlerin önüne geçmede kesin çözüm yoludur.
Ağız Kuruluğu Tedavisi Nasıl Yapılır ?
Bu problemin tedavisinde en önemli adım, tetkiktir. Doktorlar önce bu durumu yaşayan hastanın bu rahatsızlığının başladığı zamandan günümüze kadar olan hikayesini dinlemelidir. Büyük hastalıkların ihtimalini elemek için kan testi yapılması hayati önem taşımaktadır. Daha sonra hastanın önemli bir probleminin olmadığına ikna olduktan sonra ağız kuruluğunu azaltacak ilaçlar verilmelidir. Yeniden tükürük üretimini artırıp hastanın şikayetini dindirmeye çalışmalıdır. Bu durumda hastanın ağzındaki kuruluğu gidermeye yönelik gargaralar ile tedaviyi desteklemelidir. Daha sonra hastanın tükürük bezlerini harekete geçirecek, sakız çiğneme ve draje emme gibi egzersizler vermelidir. Bu tedaviler işe yaramıyorsa durumun daha ciddi olduğunun işaretidir. Bu tedaviler işe yaramazsa doktorlar cerrahi müdahalede bulunabilmektedir.