Sıkça Sorulan Sorular

Çene kemiği durumu kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Vakadan vakaya değişiklik gösteren bu durumda görünür bir cerrahi açıklık oluşmamaktadır. İmplant diş tedavisinden sonra, implant üzeri diş eti ile örtülmektedir.

Kişiden kişiye değişiklik gösteren bu durum, yeterli çene kemiği olmadığı taktirde, çene kemiği tozu uygulamaları ile, çene kemiği oluşturulabilir, ayrıca vücudun diğer bölgelerinden kemik alınarak kemik eksikliği olan bölgeye yerleştirilip kemik desteği sağlanmaktadır.

İmplant üstü sabit protez tedavisi tamamlanana kadar, diş hekimi tarafından reçetelendirilmiş ilaçlar haricinde, herhangi bir bakıma gerek yoktur. Sabit protez implant üzerine sabitlendikten sonra, yılda bir kere veya diş hekiminin belirlediği periyodik tarihlerde radyolojik ve ağız içi muayene ile kontrol edilmeli, diş hekimi tarafından temizliği sağlanmalıdır. Kişi kendisi protezlerini düzenli olarak fırçalayarak temizlemelidir. Diş ipi ile implant etrafında hijyeni kontrol altında tutmalıdır.

Cerrahi işlemler lokal anestezi altında yapıldığından dolayı, işlem sırasında kişi herhangi bir ağrı hissetmemektedir. İşlem sonrasında oluşan düşük şiddetli ağrılar ağrı kesiciler ile ağrıyı kesmektedir.

Sabit protez yapılmasının mümkün olmadığı durumlarda, sabit protez yapılabilme olanağı sunmaktadır. Çene kemiğinde bulunan dişler arası boşluklarda, boşluk etrafında bulunan dişler prepare edilmeden boşluğun doldurulmasına imkan sağlamaktadır.

Sistemik rahatsızlıkların yara ve kemik etkilerinin olmadığı veya kontrol altında olduğu ( diyabet vs.) vakalarda, kemik yapısı ve miktarı yeterli seviyede ise implant diş tedavisi uygulanmaktadır.

Sabit protezler ve hareketli protezler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sabit protezler, protezlerin diş veya implant üzerine simonte edilerek filise edilen protezlerdir. Hareketli protezler ise, kişinin protezleri takıp çıkarabildiği doku üzerinde tutulan protezlerdir.

İmplant üzerine sabit ve hareketli protezler yerleştirilmektedir. Hareketli protezlerde ovandanture dediğimiz protezin tutuculuğunu arttırabilmek için implant üzerine protez yerleştirilmektedir.

İmplant diş tedavisi yapılması planlanan bölgeden alınan oral panoromik diş röntgeni değerlendirilerek tedavinin uygulanacak bölgedeki kemik miktarının mandibular kanal, sinüs gibi özel bölgelere yakınlığı değerlendirilmektedir. İmplant diş tedavisinin uygunluğuna karar verildikten sonra implant tek seansta yerleştirilmektedir.

İmplant diş tedavisi konusunda tecrübeli bir cerrahın olması ve steril şartlarda bir klinikte olması önemlidir.

Kişinin çene kemiğinde bulunan komşu dişlere zarar verilmeden ve sadece çene kemiğinde mevcut boşluklara uygulanması implant diş tedavisini avantajlı kılar. Diğer tedaviler, sabit protez uygulanması mümkün olmayan vakalarda, implant diş tedavisi sayesinde sabit protez veya hareketli protez yapılabilmesi tutuculuğun zayıf olduğu durumlarda, implant ile tutuculuğun arttırılması en önemli avantajlarından biridir.

İmplant diş tedavisi, lokal anestezi altında yapılması sebebiyle ağrı hissiyatı söz konusu değildir. Seanslar implant sayısına göre değişkenlik göstermektedir.

İmplant tedavisi öncesi veya sonrasında tomografi veya MR çekilmesinde herhangi bir sakınca yoktur.

Tecrübeli bir diş hekimi tarafından, hastanın mevcut durumu, sistemik hastalıklar, kanama riski, implantın çevre dokusu ve yapılarla ilişkisi değerlendirilerek yapımı uygun bulunan implant tedavisinin herhangi bir riski bulunmamaktadır.

Kişi implant diş tedavisi görebilmesi için, belirli bir gelişim yaşını tamamlamış, implantı etkileyecek sistemik hastalığı bulunmayan, çene kemiği miktarı ve kalitesi yeterli olan kişilere uygulanabilmektedir. Kişi implant diş tedavisinden sonra ağız hijyenine dikkat etmesi gerekmektedir.

Çene kemiğinde bulunan boşluğun iki ucundaki ana dişlere müdahale edilemeyen durumlarda implant tedavisi tercih edilmelidir. Bu boşluğun iki ucunda ana dişlere müdahale edilen durumlarda ise köprü uygulamaları tercih edilebilir.

1-) Preparosyon ve ölçü

Restorasyon yapılacak dişler, uygulanacak restorasyon miktarı kadar törpülenip tüm ağızın ölçüsü alınmaktadır. Renk tespiti hasta ve diş hekiminin ortak kararı ile belirlenmektedir.

2-)Altyapı Provası

Ağız içi ölçü alındıktan sonra, modernize edilmiş olan ölçü, hazırlanan zirkonyum alt yapının ağız içerisinde provası yapılmaktadır.

3-) Porselen Prova

Laboratuvarda hazırlanan porselenin komşu karşı dişler ve çevre dokularla ilişkisi kontrol edilir. Estetik ve renk uyumuna bakılmaktadır.

4-) Cila ve Simatasyon

Diş laboratuvarında cilası yapılan protez son kez ağız içerisinde detaylıca kontrol edilmektedir. Diş hekimi ve hasta bakımından herhangi bir estetiksel sorun yoksa yeni dişler özel yapıştırıcılar yardımıyla ağıza sabitlenmektedir.

Zirkonyum diş kaplama ile çevre dokular arasında uyum bozulursa dişte çürük görülmesi mümkündür. Ağız hijyeni sağlandığı takdirde bu durum gerçekleşmemektedir.

Zirkonyum materyal olarak dayanıklılığı yüksek bir materyal olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat aşırı sert yiyecekler ile temasında bu sertliği tolere edemeyip kırılması mümkündür.

Kişinin ağız hijyeni sağlandığı ve düzenli diş hekimi kontrolleri yapıldığı taktirde uzun yıllar zirkonyum diş kullanılması mümkündür.

Zirkonyum ağız kokusu yapmamaktadır. Ağız içerisinde plak birikimi ve hijyen yetersizliği koku yapmaktadır.

Zirkonyum diş kaplama, laminate veneer ( yaprak porselen ) ve Empress E-Max ( Full porselen, tam seramik) en çok kullanılan kaplama çeşitleridir.

Dişte zirkonyum, kaplama olarak kullanılmakta olan bir elementtir. Ağızda olan eksik veya estetik pürüzlerin giderilmesi amacıyla kullanılmaktadır.

Zirkonyum diş kaplama, estetik ve dayanıklılık açısından kaliteli ve güçlü bir yapıdadır. Seçilen materyal içerisinde kalite değişkenlik gösterebilmektedir.

Kişinin kullanımına ve ağız içi hijyenine bağlı olan zirkonyum diş kaplama, çok uzun yıllar ağızda kalabilmektedir. Fakat yıprandığında ve uyumunu kaybettiğinde kaplamaların değişmesi gerekmektedir.

Diş hekiminin doğrudan tecrübesiyle alakalı olan bu konuda, uygun şartlar altında yaptırılan zirkonyum diş kaplama tedavisi hasta memnuniyeti çok önem taşımaktadır.

Diş kaplamalarının kötü kullanımı ve ağız içi hijyenin yetersiz olduğu durumlarda ana dişlerde çürüme görülmektedir. Fakat zirkonyumdan dolayı herhangi bir çürüme görülmemektedir.

Zirkonyum diş kaplama tedavisi ile istenilen estetik sonuçlar elde edilmektedir. Metal destekli protezlerde olan tat alamama problemi zirkonyumda gözükmemektedir. Zirkonyum kaplamalarda sıcak, soğuk etkileşimlerinde kişi hassasiyet hissetmemektedir.

Zirkonyum diş tedavisine başlanmasıyla beraber, zirkonyumdan diş üzerine simante edilene kadar hafif hassasiyetler, küçük çaplı ağrılar hissedilebilir. Fakat hastanın hayat kalitesi herhangi bir şekilde etkilenmemektedir. Simante edilmesi ile birlikte zirkonyum diş kaplama tedavisi, hassasiyet veya ağrı şikayetleri azalarak kaybolmaktadır.

Günlük ve düzenli olarak diş fırçalama, protez ve köprü altları için kullanılan diş ipleri ile zirkonyum dişlerinizin bakımını yapabilirsiniz. Ağız içi duşlar ve ağız gargarası ile bakım desteklenmelidir. Yılda minimum bir kez diş hekimi tarafından temizlik ve detaylı kontrol tavsiye edilmelidir.

Zirkonyum diş kaplama tedavisi, ağızda herhangi bir tat değişikliğine sebep olmaz.

Çene kemiği gelişimi ve diş gelişimi tamamlanması ile estetik diş hekimi uygulamaları yapılmaktadır.

Tedavi sürecinde geçici protezlerle estetik açıdan ve diş fonksiyonlarınızı rahatlıkla kullanabilir ve gündelik hayatınıza devam edebilirsiniz.

Genellikle diş hekimliğinde, diş tedavileri lokal anestezi altında yapılmaktadır. Hasta herhangi bir ağrı hissetmemektedir.

Protez altında bulunan kişinin sağlıklı dişleri, protez sökülürken zarar görmemektedir.

Lamine kaplama diş tedavisi, her dişe uygulanmamaktadır Kişinin azı dişlerinin arasındaki bölgede uygulama yapılması görülmektedir. Fakat çiğneme yüzeyinin geniş olduğu büyük azı dişlerde uygulanmamaktadır

Dişin yapısal kaybının ön bölgede olduğu, palatinal yapının bozulmadığı durumlarda veya kron kaybı olmadan estetiği değiştirmek amacıyla uygulanmaktadır.

Dişte yapısal kayıp olduğu durumlarda, dişi korumaya yönelik bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Estetik amaç ile yapılan preparasyon dişe minimal miktarda zarar vermektedir.

Dişlerin konumuna göre gereken miktarda lokal anestezi yapıldıktan sonra diş törpülenmesi yapılmaktadır.

Çene gelişimini tamamlamış tüm bireylere uygulanmaktadır.

Yaprak porselen kaplama olarak ta isimlendirilen lamine diş kaplama, kron kaybı ön bölgede sınırlı kalan veya estetik amaçla dişin ön yüzeyine yapılan estetik tedavi türüdür.

Kron harabiyeti yoğun olan dişler arasında boşluk bulunan ve bu boşlukların köprü ile doldururulması isteğine bağlı olarak zirkonyum tercih edilmektedir. Zirkonyum kaplamada dişin tamamı kaplanırken, lamine diş kaplama tedavisinde ise, dişin sadece ön yüzüne uygulaması gerçekleşmektedir. Zirkonyum değerlendirilmesi yapılırken, karşıt dişlerin birbirine göre konumu, mevcut diestemaların kapatılması gibi bir çok faktör göz önünde bulundurulmaktadır. Lamine kullanımı zirkonyum diş kaplama tedavisine göre çok daha sınırlıdır.

Ağız hijyeni ve diş kullanımına bağlı olarak uzun yıllar kullanılabilinmektedir.

Preperasyon gerektiren bir durumda önce dişler kesilerek, ölçü alımına uygun hale getirilmektedir. Ölçü alındıktan sonra diş laboratuvarında alınan ölçü modernize edilmektedir. Bu modernize edilmiş ağız içi ölçüsü üzerinde, yeni dişler hazırlanmaktadır. Prova aşamaları ve hasta dişlerini beğendiği taktirde, cila aşaması için diş laboratuvarına  gönderilmekte ve cila sonrası simante edilerek diş yüzeyine fikse edilmektedir.

Diestema, kişinin ana dişlerinin normal dizilimde birbiriyle temas halinde birbiri üzerine gelen kuvvetlerini birbirine ileterek bir denge halinde bulunmaktadırlar.  Dişler arasında estetik ve fonsiyonu bozan boşluklara diestema denmektedir.

Diş beyazlatma yapılmadan önce, dişler yüzeyine asidik solüsyonlar sürülmektedir. Bu solüsyonlar dişlere ciddi bir zaarar vermemekle birlikte, dişleri belli bir oranda hassasileştirmektedir.

Bireyin kendi dişlerinin, daha estetik,şık ve zarif bir görünüme kavuşması adı altında, porselen ile kaplatılmasıdır. Hollywood ünlülerinden ilham alınan bu tedavi çeşidi diş estetiğini temel olarak almaktadır.

Kişinin diş hekimi veya periodontist tarafından, diş eti hastalığını öncelikle korumaya alındıktan sonra sağlıklı hale gelmesi ve sonra zirkonyum diş kaplama tedavisini alması gerekmektedir.

Metale alerjisi olan hastalarda zirkonyum diş kaplama uygulaması yapılmaktadır.

Zirkonyum materyal olarak diş eti ile uyumlu bir materyaldir. Tedavi bittikten sonra, bakımı yapılırken diş etlerine zarar vermeden diş fırçalaması mümkündür. Diş eti ile uyumunun bozulduğu durumlarda ise, zirkonyum dişlerin yenilenmesi olasıdır. Zirkonyum kaplamalar ana dişin üzerine simonte edildikten sonra diş etleri ile zirkonyum birbirine daha iyi adapte olur. Ayrıca bu uyum bozulmamalıdır.

Zirkonyum ömrünü tamamladıktan sonra eski kaplamalar çıkartılıp, yenilenmesi gerekmektedir.

Ana dişlerde şekil bozukluğu, çapraşıklık gibi durumlar eğer yoksa, laminate veneer ile preperasyon olmadan estetik ve doğal diş formu ana dişe herhangi bir işlem uygulanmadan sağlanmaktadır.

Minimal diş preparasyonu ile dişe verilen zarar minimuma indirilmektedir. İstenilen estetik rahatlıkla elde edilmektedir.

Preperasyon ve ölçü aşaması sonrası, diş laboratuvarından prova için gelen yeni laminate veneer’ın istenilen şekilde olması halinde kısa sürede simonte edilmektedir. Kompozit laminalarda ise tek seansta, ölçü alınmadan uygulama yapılmaktadır.

Dişlerde renklenme ve mortolojik bozukluklarda estetiği ön plana çıkartmak, küçük kırık ve çatlakları kapatmak amacıyla yapılmaktadır. Dişlerin ön yüzeyine uygulanmaktadırlar. Kompozit veya porselen materyalleri kullanılmaktadır.

Kullanıma bağlı olarak düşebilir.

Ağız hijyenine ve kullanıma bağlı olarak uzun yıllar kullanılabilir.